Kategori: Bilişim Hukuku

Yurt Dışı Görüntülü Arama Şantaj

Yurt dışı görüntülü arama şantaj bildirimlerinin ve uyarılarının son zamanlarda EGM ve İç İşleri Bakanlığı tarafından sıklıkla yapılması konunun kişiler üzerinde merak uyandırmasına ve toplumda bir bilinç oluşmasına sebebiyet verdi. Yapılan bu uyarılar sonucunda arama motorlarında en çok aratılan konulardan bir tanesi de yurt dışı görüntülü arama şantaj oldu.

Yurt dışından, özellikle de belli başlı ülkelerden yapılan görüntülü arama şantaj her geçen gün artış gösteriyor. Bu durumun artmasının ana sebebi olarak kişilerin sosyal medya uygulamaları üzerinde sahip olduğu hesaplarda özel hayatın gizliliğine dikkat edilmeyerek herkese açık paylaşımların yapılması söylenebilir.

Son zamanlarda binlerce kişinin mağdur edildiği dışı görüntülü arama şantaj, bu şantaj türünden korunmak için alınabilecek tedbirler ve konu hakkında ihtiyacınız olan tüm bilgiler için şantaj alanında uzman ekibimiz tarafından hazırlanan, “Yurt Dışı Görüntülü Arama Şantaj” başlıklı makalemize göz atmayı unutmayın.

Yurt Dışı Görüntülü Arama Şantaj Suçundan Korunma Yolları

Yurt dışı görüntülü arama şantaj tehdidi birçok ülke üzerindeki şantaj çetelerinden gerçekleştirilmekle beraber Bulgaristan, Fas, Fildişi Sahilleri‘nden yapılan şantaj ile karşı karşıya kalan mağdur sayısının oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Şantaj çetelerinin hedefi haline gelen kişi profillerine baktığımızda daha çok yüksek gelir ve eğitim düzeyindeki meslek sahibi erkek bireylerin mağdur edildiğini görüyoruz. Bunun yanında, bu niteliklere sahip olmayan herkese karşı da işlenebildiği gerçeğini es geçmemek gerekmektedir.

Yukarıda da değindiğimiz şekilde, yurt dışı görüntülü arama şantaj suçundan korunmak, bu suçun mağduru olamamak adına alınabilecek en büyük önlem tüm sosyal medya hesaplarını özel hayatın gizliliğini koruyacak şekilde kullanmaktır. Görüntülü görüşmenin mümkün olduğu Whatsapp, Messenger, Instagram, Skype gibi uygulamaları kullanırken gerçek hayatta tanınmayan kişilerden gelen taleplere yanıt vermemek oldukça önemli. Bu noktada, şantaj çetelerinin mağdurlarla iletişime geçerken güven yaratmak ve inandırıcı olmak adına sahte ve bir o kadar da gerçekçi sosyal medya profilleri kullandıklarını da unutmamak gerekiyor.

Yurt Dışı Görüntülü Arama Şantaj Suçundan Kurtulmak İçin Yapılması Gerekenler

Yurt dışından gelen arkadaşlık ve mesaj isteklerine cevap verdikten sonra taraflar arasındaki iletişimin farklı sosyal medya uygulamaları üzerinden bir süre devam ettiğini görüyoruz. Mağdurların güvenini kazanmak için bir süre iletişimi mesaj üzerinden yürüten şantajcılar sonrasında görüntülü konuşma talep ediyorlar. Daha önceden çekilmiş hazır videoları mağdura izleterek canlı görüşme izlenimi veriyorlar. Buna güvenerek görüntülü aramaya katılan mağdurun uygunsuz, özel görüntülerini karşı tarafla paylaşması halinde bu görüntüler şantaj çetesi tarafından derhal kaydediliyor. Yaklaşık bir dakikalık görüntü dahi şantaj için oldukça yeterli görülüyor.

Mağdurun özel ve cinsel içerikli görüntülerinin elde edilmesiyle şantaj çetesinin tehdit içeren mesajlarla mağdurdan para başta olmak üzere çeşitli şeyler talep ettiğini görüyoruz. Tehdit mesajları çoğunlukla bu görüntülerin mağdurun tanıdıkları veya çeşitli porno siteleri ile paylaşılacağı hususunda oluyorlar.

Mağdurların içinde bulundukları duygusal boşluktan yararlanarak onlara düşünme fırsatı yaratmayacak şekilde baskı yaratarak para ve türevi şeyler talep eden bu şantaj çeteleriyle mücadelede atılan en önemli adım tavize yanıt vermeyerek şantaj alanında profesyonel destek sunan bir ekipten hizmet almaktır.

Yurt dışı görüntülü arama şantaj konusunda herhangi bir mağduriyet yaşıyorsanız, karşı taraftan görüntülerinizin paylaşılacağına ilişkin tehditler alıyorsanız bu çağrılara kulak asmayıp soğukkanlılığınızı korumayı ihmal etmeyin.

Topo Hukuk Bürosu’nun Yurt Dışı Görüntülü Arama Şantaj Alanında Verdiği Hizmetler

Topo Hukuk Bürosu olarak, yurt dışı görüntülü arama şantaj konusunda mağdur olan müvekkillerimize 2015 yılından bu yana nitelikli uzman desteği vermekteyiz. Ekibimizin hukuk departmanında bulunan bilişim avukatları ile tüm yasal süreci sizin adınıza yönetip yasal hakların korunması noktasında nitelikli hizmet sağlamaktayız. Bunun yanında, teknoloji departmanı ekibimizle kişisel itibarın korunması ve geri kazanılması noktasında hizmet sağlamaktayız. Konu hakkında detaylı bilgi almak için ya da yurt dışı görüntülü arama şantaj alanında uzman ekibimizden yasal ve teknolojik alanlarda destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

1. Görüntülü sohbet dolandırıcılığı hangi ülkelerden yapılıyor?

Görüntülü sohbet dolandırıcılığının oldukça sık rastlanan bir suç türü olduğunu biliyoruz. Bununla beraber Bulgaristan, Fil Dişi Sahilleri ve Fas üzerinden yapılan şantaj ve dolandırıcılık vakalarının diğer ülkelere nazaran daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

2. Video kaydı şantaj sayılır mı?

Kişilerin birbirleriyle olan görüşmelerinin video kaydına alınması veyahut sosyal medya uygulamaları üzerinden yapılan konuşmaların, gönderilen videoların ekran kaydı almak suretiyle kaydedilmesi tek başına şantaj suçunu oluşturmayacaktır. İlgili madde metninde yer alan suç unsurlarının tamamlanması halinde özel hayatın gizliliğinin ihlali ve şantaj suçlarının söz konusu olabileceğini söyleyebiliriz.

3. Yurt dışı görüntülü arama şantaj suçunun cezası nedir?

Yurt dışı görüntülü arama şantaj suçu, şantajın farklı görünüş şekillerinden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nda düzenleme alanı bulan bu suç türünde, madde metninde yer alan suç unsurlarının somut olayda yer alması halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmedilebileceği yer almaktadır.

Şantaj Suçu TCK 107

Şantaj suçu TCK m.107 hükmünde, hürriyete karşı işlenen suçlar bölümü altında düzenlenen suç tiplerinden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Kişiler arasındaki veri paylaşımının gelişen teknoloji ile kolaylaşması ve yayılması bu noktada ortaya çıkan problemleri ve suçları de bir o kadar arttırmaktadır. Tehdit suçunun bir görünüş şekli olarak karşımıza çıkan şantaj suçuna, suçun unsurlarına, şantaj suçu TCK hükümlerinde düzenleniş şekline ve kanunda suç için öngörülen cezasına bir bakalım.

Şantaj suçu TCK konusu hakkında merak ettikleriniz varsa ya da detaylı bilgi almak istiyorsanız “Şantaj Suçu TCK” konu başlıklı makalemizi okumaya devam edebilirsiniz.

Şantaj Suçu TCK Hükümlerinde Nasıl Düzenleniyor?

Türk Ceza Kanunu’nun hürriyete karşı suçlar bölümü altında yer alan şantaj suçu m.107 hükmünde düzenleme alanı bulmuştur. İki fıkra halinde düzenlenen bu suçun iki görünüş şekli bulunmaktadır. Söz konusu hükme göre,

“(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 

(2) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

Kanun maddesinde yer alan zorlama ifadesi fiziksel bütünlüğe zarar verecek şekilde bir cebri ifade etmemektedir. Belli bir çıkar uğruna mağdurun bir davranışı yapmaya zorlanması, mağdurun haksız çıkar sağlamaya zorlanması şeklinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

İlk fıkraya baktığımızda, bir hakkın veya yükümlülüğün zorlama amacı güderek kötüye kullanılmasıyla suçun gerçekleşeceğini görüyoruz. Burada, failin ya da diğer bir ifade ile şantajcının yapacağını veya yapmayacağını belirttiği şey failin hukuk düzenince tanınmış bir hakkı veya yükümlülüğü niteliğinde olmalıdır.

Getirilen bu hüküm ile kişinin özel hayatı, irade özgürlüğü ve şerefi koruma altına alınmaya çalışılmıştır. Bu suç türünün işlenmiş sayılması için suçun tüm unsurlarının somut olayda birlikte bulunması gerekmektedir. Suçun maddi unsurları fail, mağdur, suçun konusu, hareket ve netice olarak sıralanabilir. Manevi unsura baktığımızda ise bu suç türü açısından taksirin öngörülmediğini yalnızca kast ile işlenebilen bir suç türü olduğunu görüyoruz.

Şantaj Suçu ile Benzerlik Gösteren Suç Tiplerinin Ayrımı

Son zamanlarda oldukça sık görülmeye başlanan şantaj suçu TCK hükümlerinde yer alan diğer bazı suç tipleri ile de sıklıkla karıştırılmaktadır. Tehdit suçu, cinsel saldırı suçu, yağma suçu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, cebir suçu bunlardan önde gelenler arasında. Suçun işlenmesi sırasında başvurulan aracın tehdit değil de maddi kuvvet olduğu durumlarda cebir suçunun varlığı söz konusu olmaktadır.

Tehdit suçu ile şantaj suçunun farkına baktığımızda ise, tehdit suçunda ileride gerçekleştirileceğinden bahsedilen olası bir saldırının varlığından söz ediyoruz. Şantaj suçuna baktığımızda ise, şantajcının mağduru hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından yahut yapmayacağından bahisle tehdit ederek haksız çıkar sağladığını görüyoruz. Yine TCK 106’da düzenlenen tehdit suçunda ise failin mağduru, kendisi veya bir yakınının hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırıda bulunacağı hakkında tehdit ettiğine ilişkin bilgiler yer almaktadır.

Şantaj Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Şantaj suçu görev bakımından asliye ceza mahkemelerinin görev alanına giren suç türlerinden bir tanesidir. Yetkili mahkemeye baktığımızda ise, CMK m.12 hükmünün uygulama alanı bulduğunu görüyoruz. Söz konusu hükme göre, “Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir.” Dolayısıyla, şantaj suçunun işlenmiş olduğu yer asliye ceza mahkemesi, bilişim sistemleri kullanılarak işlenen şantaj suçunun varlığı halinde ise, şantaj suçunu işleyen kişinin yerleşim yeri asliye ceza mahkemesi yetkili olacaktır.

Şantaj Suçunun Cezası Nedir?

Şantaj suçu TCK hükümlerine baktığımızda madde metninde şantaj suçu cezasının düzenlendiğini görüyoruz. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan şekilde şantaj suçunun unsurlarını tamamlayarak suçu gerçekleştiren failin, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı madde metninde açık şekilde yer almaktadır. Şantaj suçunun unsurlarını tamamlayarak suçu işleyen kişinin hapis cezası ve de adli para cezası ile cezalandırıldığını görüyoruz.

Şantaj suçu TCK m.107/2 hükmünde düzenlenen, şantaj suçunun diğer görünüş şekli için ise yukarıda açıkladığımız şekilde, birinci fıkra hükmüyle aynı cezanın öngörüldüğü açıktır.

Şantaj Suçunda Zamanaşımı Süresi

Şantaj suçu TCK hükümlerine baktığımızda bu suç türü için özel bir zamanaşımı süresinin öngörülmediğini görüyoruz. Bu noktada, şantaj suçu için zamanaşımı süresi genel zamanaşımı hükümlerine göre belirlenecektir. Şantaj suçu şikayete bağlı suçlardan biri olmadığından bu suç türü için şikayet süresi öngörülmemiştir. Bu sebeple dava zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre içerisinde suçun savcılığa bildirilmemesi halinde dava zamanaşımı süresi dolması ve suç hakkında yeniden bir soruşturma başlatılamayacağı anlamına gelmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

1. Tehdit ve şantaj farkı nedir?

Şantaj suçu tehdit suçunun özel bir görünüş şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki suç tipinin benzer yanlarının bulunmasıyla birçok ayırt edici unsurlarının da yer aldığını görüyoruz. Bu farklılıkların en belirgin olanı, tehdit suçunda yer alan olası saldırının yerine şantaj suçunda tehditle haksız çıkar sağlamanın almasıdır. Bu iki benzer suç türünün ayırt edici diğer yönleri için "Şantaj Suçu TCK" başlıklı makalemize göz atabilirsiniz.

2. Şantaj suçuna ilişkin devam eden ceza davasında tazminat talep edilir mi?

Şantaj suçu mağdurlarının yaşadıkları süreçte maddi ve manevi ciddi zararlara uğradıklarını görüyoruz. Failin cezalandırılması, yaşanan hak kayıplarının önlenmesi gibi kazanımların yanında mağdurların bu maddi ve manevi kayıplarını giderme talebi doğmaktadır. Bu zararlara yönelik olarak maddi manevi tazminat davası ceza davasından ayrıca yetkili ve görevli hukuk mahkemelerinde açılabilecektir.

3. Şantaj suçu TCK şikayete tabi midir?

Şantaj suçu TCK ilgili mevzuatta düzenlendiği şekliyle şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Bununla beraber, yasal prosedürün başlaması açısından yetkili mercilerin suçun işlendiğinden haberdar edilmesi gerekmektedir. Şantaja uğrayan kişi yani mağdur, üçüncü bir kişi tarafından adli savcılık ve adli kolluk birimlerine yapılan bildirimler ile sürecin başlatılabileceğini biliyoruz.